Christian Aid tarafından yayınlanan “2021’in Maliyeti: İklim Değişikliğinden Kaynaklanan Çöküş Yılı” başlıklı analizde, bu yıl gerçekleşen en yıkıcı 10 iklim felaketi incelendi. Bu yıl dünya genelinde iklim değişikliği kaynaklı yıkıcı hava olaylarında yaşanan felaketlerin neden olduğu yıkım en az 170 milyar doları bulurken, bu felaketler nedeniyle 1.000’i aşkın insan hayatını kaybetti ve en az 1 milyon 330 bin kişi göç etmek zorunda kaldı. ABD’de 95 kişinin hayatını kaybettiği Ida Kasırgası’nın maliyeti en az 65 milyar dolar olarak hesaplanırken, Avrupa’da 240 kişinin öldüğü sel felaketinde 43 milyar dolarlık hasar oluştu. ABD’de 95 kişinin hayatını kaybettiği Ida Kasırgası’nın maliyeti en az 65 milyar dolar olarak hesaplanırken, Avrupa’da 240 kişinin öldüğü sel felaketinde 43 milyar dolarlık hasar oluştu. Teksas’ta şubatta yaşanan kış fırtınasında 23 milyar dolar, Çin’in Henan eyaletindeki sel felaketinde ise 17,6 milyar dolarlık yıkım ortaya çıktı. Söz konusu sel felaketi nedeniyle 1 milyonu aşkın kişi göç etmek zorunda kaldı. Kanada’da Britanya Kolombiyası eyaletindeki sel nedeniyle 7,5 milyar dolar, Fransa’daki aşırı soğuk hava dalgası nedeniyle ise 5,6 milyar dolarlık ekonomik kayıp oluştu. Hindistan ve Bangladeş’i etkileyen Yaas siklonu 3 milyar dolar, Avustralya’da mart ayında yaşanan seller 2,1 milyar dolar, Hindistan, Çin, Filipinler ve Japonya’yı etkileyen In-Fa tayfunu 2 milyar dolar ve Sri Lanka ve Maldivler’i vuran Tauktae siklonu 1,5 milyar dolar ekonomik hasara yol açtı. Analizin yazarı Kat Kramer, kayıp ve hasar fonuna ihtiyaç duyulduğunu belirtti. İklim değişikliği nedeniyle bu yıl “dudak uçuklatan” mali kayıpların yanı sıra birçok insanın hayatını kaybettiğini ve göç etmek zorunda kaldığını aktararak, “Dünyanın en zengin ülkelerinden bazılarında yaşanan fırtına ve sel gibi aşırı hava olaylarının yanı sıra en yoksul ülkelerin çoğunda yaşanan kuraklık ve sıcak hava dalgaları, iklim krizinin 2021 yılı maliyetinin yüksek olmasına yol açtı. Birleşmiş Milletler 26. Taraflar Toplantısı’nda (COP26) kaydedilen ilerleme, olumlu olarak değerlendirilse de dünya genelinde insanların güvenli ve refah içinde yaşaması için yeterli değil.” ifadelerini kullandı.