Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, katıldığı canlı yayında kendisiyle ilgili twit atan Prof. Özgür Demirtaş için sert sözler kullandı. Bakan Nebati’nin geçen hafta yaptığı konuşma toplumsal medyada gündem olmuş Demirtaş da Bakan Nebati’nin kelamları için, “Allah Allah” sözlerini kullanmıştı.
Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, CNN Türk’te Hande Fırat’ın moderatörlüğünü yaptığı Gece Görüşü programına konuk oldu. Taban fiyat, memur ve emekli maaşı, enflasyon oranları ve faizlerle ilgili kıymetli açıklamalarda bulunan Nebati konuşmasının kıymetli bir kısmını de kendisini toplumsal medyada sıkça eleştiren Prof. Özgür Demirtaş’a ayırdı.
Nebati’nin geçtiğimiz hafta içinde Türkiye’nin yeni iktisat modelinden kelam ederken kurduğu şu sözler hem toplumsal medyada hem ana akım medyada gündem olmuştu:
“Neo klasik iktisat niyetinden epistemolojik bir kopuşu temsil eden heteredoks yaklaşım günümüzde giderek ön plana çıkan davranışsal iktisat ve nöro iktisat ile daha fazla kıymet kazanmaktadır.”
Bakan’ın bu kelamlarının akabinde Prof. Özgür Demirtaş Twitter adresinden, “Allah Allah’ paylaşımında bulunmuştu. Demirtaş daha sonra bir paylaşım daha yaparak, “İki gündür Epistemolojik olarak hayattan koptum, STAR WARS izliyorum. Obi Wan üzere Jedi gelmez vallahi.” demişti.
Bakan’dan canlı yayında sert sözler
Bakan Nebati katıldığı canlı yayında Özgür Demirtaş için şu sözleri kullandı:
Bilimsel bir toplantıydı. Akademik bilimsel bir toplantıda konuşacağınız format, doğaldır ki şayet sizin de bir akademik bir unvanınız varsa o lisanla olması lazım. Bunun öbür türlüsü olamaz. Ben tabip unvanını kullanıyorum, bunun için çok efor sarf ettim. Resmi olarak akademisyenim. Ben doçentlik unvanını kullanmıyorum. Bunu yadsıyamazsınız. Üniversitede üniversite hocası üzere, akademisyenle akademisyen üzere, gazeteciyle gazetecinin anlayacağı üzere, vatandaşla da herkesin anlayacağı üzere konuşurum. Burada beni üzen şu. Akademisyenlerin tweetleri. Bir kez bunlar, ben niçin orada yokum diye sorgulamaları gerekiyordu. Ancak sorgulamıyorlar.
Tweetleri okuyorum artık: “Hadi şunu bir de kağıttan okumadan söylesene.” Bunu bir profesör söylüyor.
“Seviye bu”
Koskoca profesör, 5 milyon takipçisi var, şunu demiş: “Allah Allah”. Anlamamış. Bu hoca Türkiye’nin en değerli vakıf üniversitelerinden birinin hocası. Benim sözlerimden hiçbir şey anlamamış “Allah Allah” diyor. “Ben epistemolojik bir kopuş yaşadım, artık sinemaları izlemeye gidiyorum” diyor. Düzey bu.
“Bu hocalara sesleniyorum”
Bir karşılaştırma açısından söylüyorum, bu hocalara sesleniyorum. Beni eleştiren hocaların kitap sayısı toplamı 79. Alıntılanma sayısı 38 bin 511. Makale sayısı 865. Takipçi sayısı 9 milyon. Tümünün. Bir adedinin tek başına 4.5 milyon takipçisi var. Artık gelelim davet ettiğimiz hocalara. Toplam alıntılanma sayısı 396 bin. 21 hoca, benim dalga geçen hocaların alıntılanma sayısı 38 bin. Makale sayısı 7 bin 805. Artık çok daha acı bir şey söyleyeyim; konuk hocalarımızın toplam takipçi sayısı 50 bin. 5-6 adedinin toplumsal medya hesabı var. Yalnızca bir tanesi çok yüksek 47 bin, bir adedinin 25 takipçisi var, bir adedinin 122 takipçisi var. Artık ne demeye çalışıyorum biliyor musunuz?
Bir küme epistemolojiyi duyduğu için “Allah Allah” diyor. Bir küme toplumsal medyada görünmeyip binlerce kitap yazıyor, on binlerce makale yazıyor, dünyanın en ünlü hocaları. Bunların içerisinde de kendi isimleriyle kuramları geçen hocalar var. Artık Türk akademisini, Türk bilimini bu hale getirenlerin bundan utanmış olması lazım. Türkiye’deki bilim adamlarının yapması gereken, bilhassa de ben hiçbir şey anlamadım, epistemolojiyi bırakıyorum, epistemolojik bir kopuş yaşayıp Star Wars’u izlemeye gidiyorum diyene sesleniyorum. Hiç mi rahatsız olmadın bu türlü bir toplantıda iştirakçi olmamaktan. Hiç mi rahatsız olmadın 5 milyon takipçinle dalga geçerken, bu beşerler üretiyor. Hiç mi rahatsız olmadın, bir Türk bilim adamı olarak üretmekten vazgeçip takipçilerine güzel görünmek için, 3-5 sözlerle oynayıp üzerine gitmekle. Hiç mi rahatsız olmadın, Türkiye’de bilim diye bir şey var, hiç mi rahatsız olmadın, Türkiye iktisat modeli diye bir modelle savlı bir halde çıkan bir hükümet, bir iktisat idaresi var bu modeli girdileri, çıktıları nedir, teorik altyapısı nedir, bunlarla ilgili hiçbir fikir sarf etmeyi düşünmedin mi?
“Sefil durumu gösteriyor”
Bununla ilgili ters bir makale yazmak aklına gelmedi mi? Bilimadamına yakıştıramıyorum. Türk bilim dünyasının düştüğü sefil durumu gösteriyor bu. Çok özür dilerim. Siz 20 tane kişinin yanında şayet savlı bir şeyle çıkamıyorsanız… Heterodoks siyasetler var, kabul et etme, Türkiye’de uygulanır uygulanmaz, farklı şeyler, eleştir… Ben diyorum ki Türkiye modelini evvel teorik çerçeveye oturttum, modelimin girdileri, çıktıları net olarak gösteriliyor. Çerçevesi muhakkak. Etkileşim içerisinde davranışı da katıyorum… Bu türlü bir hoca çıkıp epistemolojik kopuş yaşadım ve ben sinema izlemeye gidiyorum dediğinde bu nitekim üzüldüğüm bir şey.
“Sokaktaki vatandaşın ne işi olur”
Binlerce insan beni eleştiriyor, dalga geçiyor, hiç rahatsız olmam. Sokaktaki vatandaşın epistemolojiyle ne işi olabilir. O alacağı domatesin, peynirin ölçüsüne bakar. Onun bunlarla esasen işi yok. Lakin bir bilimadamı bilimadamı üzere davranacak.