Kilis zeytin yetiştiriciliği yapılan bir ilimiz. Üreticilerin de son yıllarda ağaçlara üreyen dal kanseri ile başı dertte. Dal kanseri üretimi düşüren bir faktör olarak ortaya çıkıyor. Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Kilis İl Temsilcisi Güven Özdemir, zeytin dal kanseri hastalığı son yıllarda bölgede önemli artış olduğunu belirterek, üreticileri uymaları gereken kuralları hatırlatarak uyardı. Hastalık hakkında bilgi veren Güven Özdemir, “Bunun en önemli sebeplerinin başında iklimsel faktörler ve yetiştiricilikte yapılan hatalar gelmektedir. Yıllık sürgünlerde yaprak, çiçek ve meyve dökümü sonucu açılan yara yerlerinde oluşan siğiller küçük, yuvarlak ve süngerimsidir.
Hasat sırasında sırık vuruğu, dolu yarası ve budama hataları nedeniyle oluşan yaranın şekline göre, urların büyüklükleri de değişmektedir. Don çatlaklarında meydana gelen urlar ise çatlaklar boyunca dalı sarmış olarak görülür. Genç sürgünlerdeki yaprak, çiçek ve meyve dökümü sonucu oluşan yaralarda siğiller meydana gelir ve dallar çıplak bir görünüm alır.” dedi. Hastalıkla mücadele yöntemlerini de anlatan Özdemir, “Zeytin dikimine elverişli olmayan, özellikle sık sık don olaylarının meydana geldiği yerlerde zeytin dikiminden vazgeçilmelidir.
Fazla su tutan, tabanı killi topraklara zeytin dikiminden kaçınılmalı, eğer dikim yapılmışsa drenaj kanalları açılmalıdır. Bahçe tesisinde sağlıklı fidanlar ve aşı kalemleri kullanılmalıdır. Kanserli ağaçların budama işlemleri nemli ve yağışlı günlerde yapılmamalı, aletler sık sık yüzde 3’lük lizol eriyiği veya yüzde 10’luk sodyum hipoklorite (klorak) batırılmalıdır. Ağaçlara gereğinden fazla azotlu gübre verilmemeli, bunun yerine kompoze gübre verilmelidir. Zeytin ağaçlarında sırıkla hasat yapmaktan vazgeçilmeli veya dalları zedelemeyecek şekilde önlemler alınmalıdır. Budama artıkları hemen yakılmalıdır. Budama yerlerine önce yüzde 5’lik göztaşı eriyiği, kuruduktan sonra da aşı macunu sürülmelidir. Kimyasal Mücadelede ise Ege ve Akdeniz Bölgelerinde kanserle bulaşık zeytinlikler iki yıl budama yapmaksızın yılda 4 defa ilaçlanır. İki yılın sonunda temmuz-ağustos aylarında budama yapılır.” şeklinde bilgi verdi.
Hasat sırasında sırık vuruğu, dolu yarası ve budama hataları nedeniyle oluşan yaranın şekline göre, urların büyüklükleri de değişmektedir. Don çatlaklarında meydana gelen urlar ise çatlaklar boyunca dalı sarmış olarak görülür. Genç sürgünlerdeki yaprak, çiçek ve meyve dökümü sonucu oluşan yaralarda siğiller meydana gelir ve dallar çıplak bir görünüm alır.” dedi. Hastalıkla mücadele yöntemlerini de anlatan Özdemir, “Zeytin dikimine elverişli olmayan, özellikle sık sık don olaylarının meydana geldiği yerlerde zeytin dikiminden vazgeçilmelidir.
Fazla su tutan, tabanı killi topraklara zeytin dikiminden kaçınılmalı, eğer dikim yapılmışsa drenaj kanalları açılmalıdır. Bahçe tesisinde sağlıklı fidanlar ve aşı kalemleri kullanılmalıdır. Kanserli ağaçların budama işlemleri nemli ve yağışlı günlerde yapılmamalı, aletler sık sık yüzde 3’lük lizol eriyiği veya yüzde 10’luk sodyum hipoklorite (klorak) batırılmalıdır. Ağaçlara gereğinden fazla azotlu gübre verilmemeli, bunun yerine kompoze gübre verilmelidir. Zeytin ağaçlarında sırıkla hasat yapmaktan vazgeçilmeli veya dalları zedelemeyecek şekilde önlemler alınmalıdır. Budama artıkları hemen yakılmalıdır. Budama yerlerine önce yüzde 5’lik göztaşı eriyiği, kuruduktan sonra da aşı macunu sürülmelidir. Kimyasal Mücadelede ise Ege ve Akdeniz Bölgelerinde kanserle bulaşık zeytinlikler iki yıl budama yapmaksızın yılda 4 defa ilaçlanır. İki yılın sonunda temmuz-ağustos aylarında budama yapılır.” şeklinde bilgi verdi.