Türk devletlerinin bağımsızlığının 30. yıl dönümü vesilesiyle gerçekleşen ve ülkeler arası iş birliklerinin kurulması, güçlendirilmesi amacıyla düzenlenen Türkiye ve Türk Cumhuriyetleri Ticaret Konferansı, Beşiktaş’ta bulunan bir otelde gerçekleştirildi. Konferansa, Ticaret Bakanı Mehmet Muş da katıldı. Açıklamalarda bulunan Muş, dış ticaret konusunda güven artırıcı adımlar atılması gerektiğine ve döviz baskısını azaltmanın gerekliliğine değindi. Muş, “Dış ticaretimizde milli paralar konusunda firmalarımızın daha cesur davranabilmeleri için, güven artırıcı adımları atmalıyız. Ekonomilerimiz üzerinde döviz baskısını azaltmak için ortak geleceğimizde milli paraların payını artırmalıyız.” diye konuştu. Bakan Mehmet Muş’tan “milli para” vurgusu Türkiye ve Türk Cumhuriyetleri arasında kadim tarihi ve kültürel bağlara dayanan çok güçlü ilişkiler bulunduğunu dile getiren Muş, “Bizlerin amacı, her alanda sahip olduğumuz bu köklü ilişkilerin ekonomik ve ticari alanda daha da derinleştirilmesidir. 1991 yılı, Türk Cumhuriyetlerinin bağımsızlıklarını yeniden kazanarak, dünya devletler sahnesinde tekrar yer almaları nedeniyle bir dönüm noktası oldu. Nitekim Türkiye, bağımsız Türk Cumhuriyetlerinin birer birer tarih sahnesine çıkışlarını büyük bir heyecanla karşılamış; bu suretle kardeş ülkelerin bağımsızlıklarını ilk tanıyan ülke olmuştur. Kardeşlerini asla yalnız bırakmayan Türkiye, daha güçlü devlet ve ülke olma mücadelesinde tüm olanaklarıyla yeni Türk Cumhuriyetlerinin yanında yer almıştır. Türk Cumhuriyetleri ile ilişkilerin güçlendirilmesi, Türkiye’nin daimi vizyonu olmuştur. Ortak gelecek vizyonumuzun temelinde; malların, hizmetlerin, iş insanlarının ve sermayenin daha kolay dolaşımına imkân veren bütünleşik bir altyapının hayata geçirilmesi yer almaktadır. Hedefimiz büyük, ama bu hedefe ulaşacak inancımız da tamdır. Türkiye ve Türk Cumhuriyetleri olarak dünya ile ticaret hacmimiz 1992 yılında 55 milyar dolar iken 2020 yılında yaklaşık 10 kat artışla 545 milyar dolar olmuştur. 1992 yılında dünyaya toplam 23,5 milyar dolar ihracatımız varken, bu değer 2020 yılında yaklaşık 11 katına erişmiştir. Altı Türk devleti olarak, genç ağırlıklı 160 milyonluk nüfus, 1 trilyon doları aşan milli gelir, sahip olunan doğal kaynaklar, ticaret yollarındaki konumumuzla büyük bir potansiyele sahibiz. Bu potansiyeli hayata geçirmek için cesur adımlar atmalıyız. Mal ve hizmet ticaretimizi geliştirmek ve hedeflerimize ulaşmak için ticaretimizin önündeki engelleri kaldırmalı, ticaretimizi daha da serbestleştirmeli ve iş birliğimizi geliştirmeliyiz. Türkiye ve Türk Cumhuriyetleri’nin dünyaya hizmet ihracatı 2019 yılında 79,3 milyar dolar olarak gerçekleşmiş iken; 2020’de ortaya çıkan pandemi koşulları nedeniyle bu rakam 44,2 milyar dolara gerilemiştir. Öte yandan, pandemi döneminin parlayan yıldızı e-ticaret olmuş; küresel e-ticaret hacmi 2020 yılında 4,2 triyon dolara ulaşmıştır. Bu yeni dönemde arzumuz, kardeş Türk Cumhuriyetleriyle hizmet ticareti ve e-ticaret alanındaki işbirliğinin güçlendirilmesi ve bu yeni dönemin gerekli kıldığı yasal altyapıyı gecikmeden oluşturulmasıdır. 1991 yılından bu yana Türk müteahhitlik firmaları, Türk Cumhuriyetlerinde 98,4 milyar dolar değerinde toplam 2 bin 344 proje üstlenmiştir. İstihdama ve dış ticarete katkısıyla ikili ekonomik ilişkilerimizi geliştiren bir diğer önemli alan da yatırımlardır. 2000 yılı sonunda Türk Cumhuriyetlerindeki doğrudan yabancı yatırım tutarı 33 milyar dolar iken; 2020 yılında ise 13 kattan fazla artarak 450 milyar dolara ulaşmıştır. Diğer yandan, ülkemizin Türk cumhuriyetlerindeki yatırımlarının toplam piyasa değeri 7,7 milyar dolara ulaşmıştır. Türk Cumhuriyetlerinin ülkemizdeki yatırımları ise 8 milyar dolardır.”