Tuzla’da bulunan Mata Otomotiv Fabrikası’nda çalışan ve DİSK’e bağlı Birleşik Metal İŞ Sendikası’na bağlı bin 200 emekçi, yüzde 25 artırım, havalandırma, tuvalet, yemekhane ve soyunma odalarının güzelleştirilmesi için talepte bulundu. Lakin şirket bu taleplerin tamamını reddetti. 26 Şubat’ta bir ortaya gelen personeller bir saatlik iş durdurma kararı aldı. Çalışanlar bir gün sonra bir saatlik iş durdurmayı, 27 Şubat’ta talepleri karşılanana kadar süresiz iş durdurmaya çevirdi. 950 personel 18 gündür grevde. Mata idaresi, çalışanlara gözdağı vermek için ‘yasa dışı’ olarak niteledikleri greve katılan 50 çalışanı kod 46’dan kovdu. Çalışanlara nazaran bu işe yaramadı. Bu nedenle fabrika bir hafta kapanma kararı aldı.
İlk gün grev fabrikanın önünde başladı fakat Mata’nın talebiyle bölgeye çok sayıda çevik kuvvet sevk edildi. Çevik kuvvet personelleri fabrikanın dışına itti. Bu nedenle grev 18 gündür hür bölgenin girişinde yapılıyor.
‘MATA İDARESİ ANKARA’DA BAKANKLIK VE PARTİLERLE GÖRÜŞTÜ’
Birleşik Metal İş Sendikası Genel Sekreteri Özkan Atar, greve çıkma sürecini şöyle anlattı: “Mata Otomotiv idaresi, hareketin hakikat olmadığını ve bunun yasa dışı bir hareket olduğunu söylüyor. Birinci gün iş bırakıldığında güvenlikle gerginlik yaşandı. Kamera kayıtlarında tespit edilen emekçiler Kod 46’dan kovuldu. Mata idaresi bu yüzden Ankara’daki birtakım partileri ziyaret etmiş. Ticaret Bakanı ile görüşmüşler. CHP ve DÜZGÜN Parti’yi ziyaret etmişler. Mata bu hafta muahedeyi yapmak istiyor. Birtakım aracılarla bunu görüyoruz. Muharrem Erkek’e, ‘biz sendika ile uzlaşamıyoruz siz konuşun’ demişler. Erkek de bize ‘İşveren ile bir ortaya gelin, bu işi bitirin’ dedi. Fabrikada emekçi sıhhati ve iş güvenliği sorunu var. Karbon ve polyester tozlu, kâfi havalandırma yok. Soyunma odaları çok dar. Duş yok. 10 metrekarelik alanda 30 kişi tıpkı anda soyunuyor. Bu sıhhat açısından sıkıntılı.”
‘BİRAZ BEDEL İSTİYORUZ ONU DA VERMİYORLAR’
Hasan Ali Beş yıldır Mata fabrikasında çalışan Hasan Ali, yaşananları şöyle anlattı: “Baskılardan sıkıldık. Çok fazla mobbing var. İş yükü giderek ağırlaşıyor. Taciz var. Vardiyalar nedeniyle ailemizi yanlışsız düzgün göremiyoruz. Yemekhanemiz berbat. Tuvaletimiz yok üzere. Bin 500 kişi çalışıyor, üç tuvalet var. Ya sıra oluyor ya da bozuk. Birtakım fabrikaları gördük. Onların tuvaletleri bizim yemekhanemizden çok daha uygun ve temizdi. Biz biraz bedel istiyoruz onu da vermiyorlar. Tehdit edildik. İşten çıkarırız. Bize terörist muamelesi yapıyorlar.”
‘BİZE SORULSUN, KONUŞSUNLAR BİZİMLE’
Murat Can Sevinç Murat Can Sevinç, beş yıldır çalıştığı Mata fabrikasında minimum fiyatın altında maaş alıyor. Can Sevinç, güzelleştirme olana kadar grevlerine devam edeceklerini söyledi: “Sormadan vardiyamızı değiştiriyorlar. Bir yılda altı defa vardiyam değişti. İtiraz ettiğimizde yapacak bir şey yok diyorlar. Eğitim vermeden kağıtları imzalatarak, eğitim verildi notu düşüyorlar. Yarın bir şey olsa, ‘biz eğitim verdik’ derler. Bize sorulsun, konuşsunlar bizimle. Havalandırma yok, karbon pislikleri havada uçuşuyor. Hem artırım taleplerimizin karşılanması hem de çalışma kurallarımızın uygunlaştırılması için grev yapmaya devam edeceğiz.”
‘KİMSEYE ZİYAN VERMEDİK’
Yeliz Aydın Yaklaşık iki yıldır çalışan Yeliz Aydın, 7 bin 600 lira maaş alıyor. Grevin altıncı gününde fabrika yöneticilerine nazaran ‘yasa dışı’ greve katıldığı için Kod 46’dan çıkarılan çalışanlardan biri. Aydın, “Şu kurallarda aldığım maaş bana yetmiyor. Pazar, market ateş değeri. Çocuklarımız okuyor. Kira var. Nasıl yetecek? Bir uygunlaştırma istedik, geldiğimiz yer ortada. Kimseye ziyan vermedik. Kimseyi tehdit etmedik. Kendi hür irademizle hakkımızı kullandık. Hepimiz kimyasalın içinde çalışıyoruz. Kâfi havalandırma yok” dedi.
‘HAKLARIMIZI ALANA KADAR BURADAYIZ’
Harun Çoban Mata Sendika Temsilcisi Harun Çaban, “İşverenden yüzde 25’lik ek artırım taleplerimiz oldu. Soyunma odaları, yemekhane, tuvalet ve lavaboların değiştirilmesini istedik. Havalandırmaların daha uygun olmasını ve personel sıhhatine değer vermesini istedik. Bunlarla ilgili taleplerimiz oldu. İş sahibi bunları yapmayacağını söyledi. Bizim de 26 Şubat’ta aldığımız karar bir saatlik iş durdurmaydı. Bir gün sonra ise bunu süresiz iş durdurmaya çevirdik. Bu süreçte tehdit iletileri göndermeye başladılar. Herkesin umutları var. Haklarımızı kazanmadan buradan ayrılmayacağız” tabirlerini kullandı.