1965 yılında Manisa’da doğan ve hayatını İzmir’de sürdüren klasik giysi araştırmacısı ve üreticisi Atilla Özkan, gençlik yıllarında halk danslarına katılarak başladığı macerasını adeta bir kültür seyahatine dönüştürdü.
Müzisyenlik ve oyunculuk da yapan Atilla Özkan, halk dansları gruplarıyla bir arada katıldığı yarışlarda Türkiye’nin birçok farklı kentine ve birçok ülkeye seyahat etme ve görme imkanı buldu.
Yarışmalarda başka halk dansları topluluklarının giydiği klasik kıyafetlerdeki desenleri, renkleri, işlemeleri ve kumaşları gören Özkan, merakını daha da ileriye taşıyarak Türkiye’nin birçok kentini köy köy gezmeye başladı.
Yaklaşık 42 yıldır köylerden yörelere has üçetek, cepken, yemeni, mendil, şalvar, peşkir, camedan, körüklü çizme, yöresel başlık, takılar, aksesuarlar ve klâsik kıyafetleri toplayan Özkan, topladıklarını koleksiyon haline getirdi.
Kendisini “Anadolu kültürü aşığı” olarak tanımlayan Atilla Özkan, 25 yıldır da klasik kıyafet üretiminde bulunuyor. Tire Halk Eğitim Merkezi’nde klasik el sanatları ve unutulmaya yüz yutmuş el sanatları usta öğreticisi olarak misyon yapan Özkan, Kültür ve Turizm Bakanlığı, belediyeler ve öteki resmi kurumların tertipleri için klâsik kıyafetler dikiyor.
Gençlik yıllarında katıldığı yarışlarda giyilecek kıyafetler için klâsik kostüm üreticisinin bulunmaması sebebiyle ezalar yaşadıklarını ve bununla birlikte kostüm üretmeye başladığını söyleyen Atilla Özkan, mesleğine başlamasını şöyle anlattı:
“Ülkenin dört bir yanından gelen yarışmacıların iştirakiyle halk oyunu yarışları düzenleniyordu. Ben de o vakitler vurmalı çalgılar konusunda kendimi geliştirmiştim. Halk oyunları gruplarına çalmaya başlamıştık. Bu müsabakalarda Anadolu’nun mozaiğini ve renklerini daha yakından görüyordum. Bir fotoğraf makinem vardı, yarışlardan ve giyilen klasik kıyafetlerden fotoğraf çekerdim. 300-400 bin fotoğraf çekmişimdir. Bu işi tanıdıkça daha çok aşık olmaya başladım. Bu süreç içinde kendi kostümlerimizi üretmeye başladık. Benim bu hususta merakım ve el hünerim vardı. Ben bu işi profesyonelliğe yanlışsız götürdüm.”