Ağustos 2021’de tüm Türkiye’de 2 bin 782 anaokulu varken bir yılda 3 bin anaokulu yapmak için Emine Erdoğan ile yola çıktıklarını belirten Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, “Gelinen noktada, 5 bin 431 anaokulu kapasitesi oluşturduk. Yalnızca anaokulu oranları değil, 2000’li yılların başında eğitimimiz de çok düzgün durumda değildi. Okul öncesi 5 yaşındakilerin okullaşma oranı yalnızca yüzde 11, ortaöğretimdeki okullaşma oranları yüzde 44’tü. Yükseköğretimdeki okullaşma oranları ise yalnızca yüzde 14’tü. Bu oranlara ulaşabilmek için yalnızca fizikî yatırım değil, toplumsal siyasetler da yapıldı. Öğrencilere koşullu eğitim yardımlarından bursa kadar, taşımalı eğitimden fiyatsız kitaplara, yardımcı kaynaklara kadar her türlü imkan sağlandı. Son vakitlerde eğitim gündeminde farklı yaklaşımlar önerilmeye başlandı. Şu anda bizim eğitim sistemimizde 1.8 milyon öğrenci fiyatsız olarak yemek yiyor. Bilhassa son bir yılda okul öncesinde, bu atılımımızda yaklaşık 400 bin okul öncesi öğrencimize fiyatsız olarak yemek veriyoruz. Artık bu görüntüye baktığımız vakit bugün eğitimle ilgili konuşanlar, dün bu ülkenin çocuklarının eğitimle buluşmasını engelleyenler olduğunu görüyoruz. Bu ülkede başörtüsü yasakları, eğitim erişimi için neden bariyer olarak kullanıldı” dedi.
“BAŞORTÜSÜ NEDENİYLE EĞİTİME ERİŞEMEYEN BAYANLAR İÇİN TEK SÖZ ETMEDİLER”
Bakan Özer kelamlarına şu biçimde devam etti:
“Onlar bugün bayana şiddetle ilgili konuşuyorlar ancak başörtüsünden ötürü eğitime erişemeyen bayanlar olduğu vakit, tek bir söz konuşmadılar. Bugün beyin göçüyle ilgili konuşanlar, bayanlar eğitim hakkından yoksun oldukları ve yurt dışına gittikleri vakit onlar hiç beyin göçüyle ilgili konuşmadılar. Sahiden bakanlık dönemimde eğitimle ilgili hangi mevzuyu götürdüysem ekonomik şartları zorlamasına karşın her vakit eğitim sistemimizin yanında öğretmenlerimizin yanında olduğu için Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a minnettarım. İnşallah bizler de bu gelinen noktada, eğitimde evrenselleşmeye kitleselleşme evresi tamamlandıktan sonra daha fazla kaliteye odaklanarak daha fazla eğitimde fırsat eşitliğine odaklanarak Sayın Cumhurbaşkanımızın genel çerçevesini çizmiş olduğu Türkiye yüzyılı vizyonuna sahip gençleri yetiştirmek için sizlerle elle yürüyeceğiz.”
MESLEKİ EĞİTİMDE SIKINTILAR DEĞİL, MUVAFFAKİYET KISSALARI KONUŞULUYOR”
Mesleki eğitimde de yapılan geliştirmeleri anlatan Bakan Özer, “Mesleki eğitim hakikaten artık o küllerinden bir anka akışı üzere yükseldi. Ve artık uçuyor. Yalnızca mesleksel eğitim merkezlerinde 1 senede çırak kalfa sayısındaki artış, gelişmeyi göstermesi bakımından manidar. 159 binden 1 milyon 108 bine ulaştı. Artık mesleksel eğitimde sıkıntılar değil, muvaffakiyet kıssaları konuşuluyor. Onun için OECD, İstanbul’da meslek eğitimi tepesinden topladı ki Türkiye’nin öbür ülkeler meslek eğitimi ile ilgili bir sürü zahmet yaşarken Türkiye hiç onların farkında olmadan sistemlerle süratli bir halde sorunlarla çözülüp mesleksel eğitimde dünya örnekleri ortaya çıkarttı” formunda konuştu.
“ÖĞRETMENLERİN EĞİTİM SAATİNİ 250’YE TAMAMLAYACAĞIZ”
Öğretmenlerin mesleksel gelişimlerinin çok kıymetli olduğuna değinen Bakan Özer, “Okullarımızda öğretmenlerimiz hangi eğitim istiyorlarsa o eğitimi alsınlar diye bütçe gönderdik. 2021 yılındaki bütçe 8,9 milyonken 2022 yılındaki bütçeyi 292 milyona çıkarttık. Ve bunun 210 milyonunu direkt okullara gönderdik. Fakat gördük ki okullar bütçeyi kullanamıyorlar. 2020 yılında bu ülkede öğretmen başına ders saatini, eğitim saati yalnızca 44 saat 94 saate çıkarttık. 2022’de amacımız öğretmen başına 120 saatlik bir eğitimdi. Bunu 205 saate ulaştık. Muhtemelen 250 saate tamamlayacağız. Bugün de sizleri İstanbul’a davet etmemizin sebebi, sizlerin külür, tarih, medeniyetle ilgili seminerler almanızdır. İstanbul’u gezin. Tarihi yarımadasıyla temas kurun. İstanbul’un ne olduğunu, Türkiye’nin nereye hakikat gitmek istediğini görün istedik. Ve inşallah 2023 Mayıs ayına kadar Türkiye’deki tüm okul yöneticilerini, üç günlük program için İstanbul’a getireceğiz. İstanbul’a gelmeyen okul idaremiz kalmayacak” dedi.