Türkiye Sigorta Birliği (TSB) Başkanı Atilla Benli, yaptığı açıklamada “Bireysel Emeklilik Fon Alım Satım Platformu (BEFAS) ile birlikte sağlanan işlem kolaylığı ve fon evreninin genişlemesi, 18 yaş altındaki ilginin artarak devam etmesi, aynı zamanda bazı vakıf, sandık ve dernek gibi kuruluşlardaki birikimlerin BES’e aktarımı, devlet katkısı oranının yüzde 30’a yükseltilmesi gibi gelişmeler ile birlikte 2022 sonu itibarıyla yaklaşık 500 milyar lira fon büyüklüğüne ulaşmayı hedefliyoruz.” dedi. Benli, OECD ülkelerinde felaketlerin yüzde 40 ila yüzde 50’sinin yükünü sigorta sektörünün üstlendiğini, Türkiye’de bu oranın şu an için sadece yüzde 3 olduğunu söyledi. Benli, prim üretimine bakıldığında 2020 yılını yaklaşık 83 milyar lira ile kapattıklarını aktararak, “2021 yılı kasım ayı itibarıyla 89,6 milyar lira prim üretimi gerçekleştirdik. Hayat dışı prim üretimi yüzde 24,4 artışla 74 milyar liraya, hayat prim üretimi yüzde 18,2 artışla 16 milyar liraya ulaştı.” dedi. 2021’in 11 aylık verileri ışığında, hayat dışı branşlarda en çok büyüme sağlayan ilk 5 branşa değinen Benli, yüzde 45 ile nakliyat, yüzde 41 ile genel sorumluluk, yüzde 32 ile genel zararlar, yüzde 31 ile kara araçları ve yüzde 27 ile yangın ve doğal afetlerin büyüme gösterdiğini kaydetti. Benli, bireysel kredi hacmindeki değişimin hayat sigortalarındaki prim üretiminde en önemli etkenlerden biri olduğunu vurgulayarak, 2021’in 11 ayında tüketici kredilerinin bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 13 artarken, hayat grubu sigortalar branşında brüt yazılan primlerin de bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 13 yükseldiğini bildirdi. Atilla Benli, Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) tarafında ise Emeklilik Gözetim Merkezi’nin açıkladığı 17 Aralık 2021 verilerine göre, 2021’in başından itibaren BES ve Otomatik Katılım Sistemi’ndeki (OKS) katılımcı sayısının yüzde 5 artarak 13,3 milyona, devlet katkısı dahil toplam fon büyüklüğünün ise yüzde 60 artarak 273 milyar liraya ulaştığını, yaşanan bu olumlu trende fonların başarılı performansının önemli katkıda bulunduğunu söyledi. 18 yaş altının sisteme dahil edilmesi, BEFAS ve dijitalleşmenin artışına bağlı mevzuat değişikliklerinin katılımcı sayısı ve fon büyüklüğündeki olumlu etkisi üzerine, 2022 yılına yüzde 30 devlet katkısı teşviki ile girmenin haklı gururunu yaşadıklarını ifade eden Benli, devlet katkısındaki 5 puanlık artışın 273 milyar TL’ye ulaşan fon büyüklüğünü daha da yukarı taşımasını beklediklerini aktardı. Benli, artık katılımcıların devlet katkısı hak edişlerini kaybetmemek için bir kez daha düşüneceklerini, devlet katkısının yanı sıra fon getirileri de hesaba katıldığında BES’in rakipsiz olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti: “BEFAS ile birlikte sağlanan işlem kolaylığı ve fon evreninin genişlemesi, 18 yaş altındaki ilginin artarak devam etmesi, aynı zamanda bazı vakıf, sandık ve dernek gibi kuruluşlardaki birikimlerin BES’e aktarımı, devlet katkısı oranının yüzde 30’a yükseltilmesi gibi gelişmeler ile birlikte 2022 sonu itibarıyla yaklaşık 500 milyar TL fon büyüklüğüne ulaşmayı hedefliyoruz. Diğer yandan, Otomatik Katılım Sistemi’nde 2017 yılından bu yana, yaklaşık 4 senelik kısa bir sürede, 6,2 milyon katılımcının sistemde birikim yapması sağlanmış olup, önümüzdeki dönem yeni işe girişler ve otomatik katılımda tasarrufu cazip hale getirecek düzenlemelerin hayata geçirilmesiyle birlikte büyük bir ivme kaydedebiliriz. 18 yaş altının sisteme dahil olmasına imkan sağlanması ile birlikte vatandaşlarımızın sisteme olan talebi memnuniyet vericidir. 7 ay gibi kısa bir zaman diliminde, en son açıklanan 17 Aralık 2021 tarihli EGM verilerine göre, 153 bini aşkın 18 yaş altındaki çocuğumuzun sisteme girmesi ile devlet katkısı dahil yaklaşık 325 milyon lira fon büyüklüğüne ulaşıldı. Sayın Cumhurbaşkanımızın açıkladığı devlet katkısının yüzde 30’a yükseltilmesinin anne babaları, çocukları için tasarruf etmeye daha da özendireceğini düşünüyoruz. Bu kapsamda, 2022’de 1 milyon çocuğun sisteme girmesi en büyük hedeflerimizden birisi.”
TSB Başkanı Benli, sağlığın ve sağlık sigortalarının öneminin koronavirüs salgınında bir kez daha ortaya çıktığını, geçen yıl 2020’nin ilk 11 ayına göre, toplam sağlık sigortalı sayısında yüzde 24, tamamlayıcı sağlık sigortası özelinde ise sigortalı sayısında yüzde 34 artış gerçekleştiğini, vatandaşların sağlık sigortalarına ilgisinin her geçen gün arttığını bildirdi. TÜİK verilerine göre, Türkiye’de tescil edilmiş araç sayısının yaklaşık 25 milyon olduğunu bildiren Benli, bu araçların yüzde 54’ünün otomobil, yüzde 16’sının kamyonet, yüzde 15’inin motosiklet, yüzde 8’inin ise traktörden oluştuğunu anlattı. Benli, trafik sigortasında tüm araç grupları dahil sigortalılık oranının yüzde 81 dolayında seyrettiğini ifade ederek, “Yürürlükteki poliçe adedine bakıldığında, 2020’nin kasım sonu verilerine göre 19 milyon adet trafik sigortası poliçesi varken, 2021’in kasım sonu itibarıyla yürürlükteki poliçe adedi yüzde 6,5 artarak 20,4 milyon adede ulaşmıştır.” dedi. Türkiye’de sigortasızlık açısından en yüksek orana sahip araç grubunu motosikletlerin oluşturduğuna işaret eden Benli, “Yaklaşık 4 milyon motosikletin yüzde 65’inin trafik sigortası bulunmamaktadır. Bunu yüzde 41 oranı ile traktörler takip etmektedir. Tescilli 2 milyon adet traktör varken bunların yaklaşık 820 bini sigortasızdır. Söz konusu araç türlerinde de sigortalılık oranlarını artırmak bir diğer önemli hedefimizdir.” dedi. Atilla Benli, 2020 yılında Elazığ, Malatya ve İzmir’de yaşanan depremleri anımsatarak, bu depremler sonrası DASK poliçesi satışlarında yüzde 13,5 artış gerçekleştiğini, 2018 yılında 8,8 milyon konutun deprem sigortası bulunurken, 2021 yılında güncel sigortalı konut sayısının 10,5 milyona ulaştığını bildirdi. DASK’ın kuruluşundan bu yana sigortalılara yaptığı ödeme toplamının 900 milyon lira olduğunu belirten Benli, “Elazığ depremi için sigortalılara 300 milyon lira ödeme yapıldı. 2020’nin ekim ayında yaşanan İzmir depreminin ardından yapılan toplam 340 milyon lira tutarındaki ödeme ise bir depreme ilişkin olarak gerçekleştirilen en yüksek ödeme olmuştur.” dedi. Tarım sigortaları sisteminin 15 yıldır faaliyet gösterdiğini hatırlatan Benli, bu süre içerisinde, sistemin Avrupa ülkelerinin birçoğunu geride bıraktığını, kapsamının genişlediğini ve sigortalılık oranının bitkisel üretimde yüzde 20 olduğu göz önüne alındığında iyi bir performans gösterdiğini kaydetti. Benli, 15 yıllık dönem içerisinde sigortalılara 9,7 milyar lira hasar ödemesi yapıldığını belirterek, söz konusu 15 yıllık dönem sonunda hayat dışı sigortalarda pay alan tarım sektörünün 5 milyar lira prim üretimi ile 2021 yılı kasım ayında toplam prim üretimi içerisinde payını yüzde 7,5’e çıkardığını bildirdi.
TSB Başkanı Benli, sağlığın ve sağlık sigortalarının öneminin koronavirüs salgınında bir kez daha ortaya çıktığını, geçen yıl 2020’nin ilk 11 ayına göre, toplam sağlık sigortalı sayısında yüzde 24, tamamlayıcı sağlık sigortası özelinde ise sigortalı sayısında yüzde 34 artış gerçekleştiğini, vatandaşların sağlık sigortalarına ilgisinin her geçen gün arttığını bildirdi. TÜİK verilerine göre, Türkiye’de tescil edilmiş araç sayısının yaklaşık 25 milyon olduğunu bildiren Benli, bu araçların yüzde 54’ünün otomobil, yüzde 16’sının kamyonet, yüzde 15’inin motosiklet, yüzde 8’inin ise traktörden oluştuğunu anlattı. Benli, trafik sigortasında tüm araç grupları dahil sigortalılık oranının yüzde 81 dolayında seyrettiğini ifade ederek, “Yürürlükteki poliçe adedine bakıldığında, 2020’nin kasım sonu verilerine göre 19 milyon adet trafik sigortası poliçesi varken, 2021’in kasım sonu itibarıyla yürürlükteki poliçe adedi yüzde 6,5 artarak 20,4 milyon adede ulaşmıştır.” dedi. Türkiye’de sigortasızlık açısından en yüksek orana sahip araç grubunu motosikletlerin oluşturduğuna işaret eden Benli, “Yaklaşık 4 milyon motosikletin yüzde 65’inin trafik sigortası bulunmamaktadır. Bunu yüzde 41 oranı ile traktörler takip etmektedir. Tescilli 2 milyon adet traktör varken bunların yaklaşık 820 bini sigortasızdır. Söz konusu araç türlerinde de sigortalılık oranlarını artırmak bir diğer önemli hedefimizdir.” dedi. Atilla Benli, 2020 yılında Elazığ, Malatya ve İzmir’de yaşanan depremleri anımsatarak, bu depremler sonrası DASK poliçesi satışlarında yüzde 13,5 artış gerçekleştiğini, 2018 yılında 8,8 milyon konutun deprem sigortası bulunurken, 2021 yılında güncel sigortalı konut sayısının 10,5 milyona ulaştığını bildirdi. DASK’ın kuruluşundan bu yana sigortalılara yaptığı ödeme toplamının 900 milyon lira olduğunu belirten Benli, “Elazığ depremi için sigortalılara 300 milyon lira ödeme yapıldı. 2020’nin ekim ayında yaşanan İzmir depreminin ardından yapılan toplam 340 milyon lira tutarındaki ödeme ise bir depreme ilişkin olarak gerçekleştirilen en yüksek ödeme olmuştur.” dedi. Tarım sigortaları sisteminin 15 yıldır faaliyet gösterdiğini hatırlatan Benli, bu süre içerisinde, sistemin Avrupa ülkelerinin birçoğunu geride bıraktığını, kapsamının genişlediğini ve sigortalılık oranının bitkisel üretimde yüzde 20 olduğu göz önüne alındığında iyi bir performans gösterdiğini kaydetti. Benli, 15 yıllık dönem içerisinde sigortalılara 9,7 milyar lira hasar ödemesi yapıldığını belirterek, söz konusu 15 yıllık dönem sonunda hayat dışı sigortalarda pay alan tarım sektörünün 5 milyar lira prim üretimi ile 2021 yılı kasım ayında toplam prim üretimi içerisinde payını yüzde 7,5’e çıkardığını bildirdi.