2021 yılı, tüm dünyada petrol, kömür ve doğalgaz gibi enerji kaynaklarının fiyatlarında rekor artışların yaşandığı enerji krizine sahne oldu. Enerji talebinde tarihi düşüşe neden olan koronavirüs salgını, kapanmaların ardından tekrar açılan ekonomilerin hızla artan petrol, doğalgaz ve kömür talepleri karşısında fosil yakıt piyasalarında şiddetli dalgalanmalara yol açtı. Enerji talebinin düşmesiyle yatırımlar durma noktasına geldi, çok sayıda işçi işini kaybetti ve tedarik zincirlerinde dalgalanmalar başladı. Salgın döneminde düşen enerji üretimi henüz ivme kazanmadan talebin hızla artması, enerji fiyatlarını Avrupa ve ABD gibi bölgelerde rekor seviyelere çıkararak piyasalarda aksaklıklara neden oluyor. Dünyanın en yaygın fosil kaynaklarından petrolde fiyatlar, 2020’de son zamanların en dalgalı seyrini göstererek küresel piyasaları olumsuz etkiledi. Salgın nedeniyle uygulanan kısıtlamalar sonrası 20 Nisan 2020’de WTI tipi ham petrolün varil fiyatı yüzde 300’ün üzerinde değer kaybederek eksi 37,63 seviyesine kadar indi. 2020 sonu itibarıyla Brent tipi ham petrolün fiyatı ise varil başına 2015’ten bu yana en düşük seviye olan 42 dolara geriledi. Normalleşme sürecinde petrol talebinin hızla artmasına rağmen Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC) ve Rusya önderliğindeki OPEC dışı bazı üretici ülkelerden oluşan OPEC+ grubu üretimlerini aynı hızda artırmak konusunda temkinli davranmayı tercih etti. Elektrik üretiminin yaklaşık yüzde 60,8’ini kömürden sağlayan Çin’in enerji sektöründeki sorunlarda, özellikle kömür arzındaki yetersizlik ve rekor seviyeye ulaşan fiyatlar önemli rol oynadı. Uluslararası Enerji Ajansı raporunda, Çin’deki enerji krizine işaret edilerek, kömür talebinin 2021’in ilk yarısında hızla arttığı ve bu nedenle fiyatlarda sert yükselişler yaşandığı belirtildi. Raporda, kömür fiyatlarının ton başına 298 dolarla Ekim 2021’de tarihin en yüksek seviyesine ulaştığının ancak küresel doğalgaz ve LNG talepleri nedeniyle talebin bu yıl da devam edeceğinin altı çizildi.