Fırat Parlak: Kıvanç Tatlıtuğ’a filmi anlatınca hiç beklemediğim bir tepkiyle karşılaştım

Hülya Koçyiğit’in sunumuyla TRT 2 ekranlarında yayınlanan ‘Film Gibi Hayatlar’ programının bu haftaki konuğu, yapımcı ve yönetmen Fırat Parlak oldu. Tolga Çevik ile birçok projede birlikte çalışan Fırat Parlak, “Her bölümde iki ayrı konu vardı ve beş binin üzerinde senaryo oynamışız birlikte’’ sözleriyle, ‘Komedi Dükkanı’nın ortaya çıkışını anlattı.

“16 YILDIR OYNUYORUZ”

Parlak, “Tolga bu projeyi başlattı. 97-98’li yıllardan video kayıtları vardı, kız kardeşiyle yapıyordu evde. Kız kardeşini yönetiyor, kız kardeşi onu yönetiyor. O görüntülerden yola çıkarak ‘Böyle bir şey yapalım mı?’ diye başladık. Ne Tolga ne ben ne de bir başkası beş bin tane doğaçlama oyun oynayabileceğimizi, böyle bir potansiyel olduğunu bilmiyordu. Kendimizi garantiye almak için bir arkadaşımız ilk bölümü yazdı. Fakat biz tanıtımı çekerken Tolga ile doğaçlama yaptık. Tanıtımı çekerken Tolga’ya seslendim, o cevap verdi, seslendim, cevap verdi. Çok komik oldu. İki dakika tanıtım çekmem lazımdı, 40 dakika çektim. Sonra program başladı ve sanırım bir yarım saat falan başka birisi var yönetmen olarak ve onu yazılı bir şeyi Tolga’ya söylüyor, Tolga cevap veriyor ve olmamaya başladı. Sonra ben devreye girip ‘Tanıtımdaki o performansımızı tekrar yapalım’ dedim. Doğaçlama yapınca oldu. Ve o günden itibaren 16 yıldır oynuyoruz. Hala şu anda Türkiye turnesindeyiz” dedi.

“DÜNYADA DA NADİR BULUNUR”

16 yıldır Tolga Çevik ile çalışan Fırat Parlak, Çevik’ten övgüyle söz etti ve onun hayatının bir parçası olduğunu söyledi.

Sahnede Tolga Çevik gibi bir oyuncu olması çok büyük şans. Tolga inanılmaz zeki ve çok iyi oyuncu. Şimdi zekasını, vücuduna da yansıtan bir adam olduğu için, bunu bulmak çok nadir, dünyada da nadir bulunur. Söylediğim her şeyin üç fazlasını veriyor geriye. Öyle olunca bende de bir coşku oluyor, aşırı motive oluyorum. Sahneye gelen seyirci ya da konuk da bize ayak uydurursa en çok eğlenen ben oluyorum. Benim hayatımdaki en eğlendiğim anlar.. Tolga hayatımın bir parçası. Çok sevdiğim birisi, bir de arkadaş olarak onunla seyahat etmekten, aynı şeyleri paylaşmaktan da çok zevk alıyorum. Bu kadar işin gücün arasında en eğlendiğim, en rahatladığım yer orası benim için. Bunu yapmıyor olursak benim hayatımdan çok büyük bir parça kopmuş olur.

“GURUR DUYUYORUM”

“Sahneye Tolga geldiğinde seyircinin alkışı sırasında çok karışık şeylere aşırı heyecanlanıyorum” diyen Parlak, “Çünkü çılgınca alkışlıyorlar. Tolga’nın bu kadar çok sevilmesinden gurur duyuyorum. Çok mutlu oluyorum. Bir parçası olduğum için aslında 16 yıl olmasına rağmen ben hala işin bu noktaya gelmesine inanamıyorum. Yani sanki akşam yatmışız sabah kalkmışız ve böyle olmuş gibi hissediyorum. O yüzden çok şükür” şeklinde konuştu.

“BURCU İLE AİLE OLMAK ÇOK GÜZEL”

Oyuncu Burcu Kara ile evli olan Fırat Parlak, eşinden övgüyle söz etti: Burcu ile olmak, Burcu ile bir aile olmak çok güzel. Çok zarif birisi ve beni çok mutlu ediyor. Allah razı olsun ondan. Gerçekten bir eş olarak çok mutlu ediyor beni. Ben evimden çıkarken çok mutlu ayrılıyorum ve evime dönmek için can atıyorum. Bu benim için çok önemli bir şey.

“HİÇBİRİSİNİ KENDİM YAZMIŞ DEĞİLİM”

Yazdığı şeyleri kafasında tam oturtmadan kimseye anlatmadığını dile getiren Fırat Parlak, “Hikayeleri genellikle kendim bulduğum için, önce hikayeleri ben kafamda oturturum. Oturttuktan sonra da mutlaka zaten hiçbirisini tek başıma yazmış değilim. Hep bir partnerimiz olur, bir partnerim olur işin içinde. Ben kafamda oturtamadığım bir şeyi kimseye anlatmam. Anlattığım zaman da mutlaka reaksiyon almayı beklerim. Yoksa uzun süre bir şey anlatamam kimseye. Yani anlattığım şeyi mutlaka 12’den vurmam lazım. O yüzden kafamda iki üç bölümünü hazır etmeden hiç kimseye söylemem ve anlatmam. Bazı hikayelerim var. onlar sinema filmi olabilir, onları da yapıyorum. Kariyer olarak şunu da sinema filmi yapayım diye yola çıkmadım ya da bundan sonrası içinde seneye de mutlaka bir film yapmalıyım diye bakmıyorum. Ama bazı hikayelerim var. Sadece sinema filmi olabilir. Onları sırayla yapmak istiyorum” ifadelerini kullandı.

“DÜNYADA ÇOK BÜYÜK BAŞARI GÖSTERDİ”

Kıvanç Tatlıtuğ’un rol aldığı ‘Hadi Be Oğlum’ filminin Türkiye’den çok yurt dışında büyük başarı gösterdiğini söyleyen Fırat Parlak, “Dünyada da çok büyük başarı gösterdi. Birçok ülkede yeniden çekmek istediler. Ortak olduğum şirketin dünyanın her yerinde televizyon kanalları vardı, oralarda gösterdiler. Türkiye’dekinden daha büyük başarıyı İspanya’da ve Amerika’da gösterdi. O da çok gurur verici bir şey’’ diyerek filmin nasıl ortaya çıktığını da paylaştı.

“OTİSTİK BİRİ DEĞİLDİM AMA ÇOK YAKINDIM”

Parlak filmin çıkış hikayesini “Filmdeki çocuk aslında biraz benim çocukluğuma benziyor. Yani ben otistik biri değildim ama çok yakındım. Benim çocukluğumda hep psikiyatrlarda geçti. Durup dururken bayılmalar, kendi kendine uzun süre kalmalar gibi durumlar yaşadım. Biraz bana öyle benziyordu. İlkokuldan itibaren müzikten çok iyi anlardım. Elektronik konularına yatkındım. Baba olduktan sonra da büyük oğlumla biz uzun süre beraber yaşadık. Ben onu turnelere ve her yere götürdüm. Sahnede Tolga varken ben yönetmen olarak konuşurken o da yanımda uyuyordu. Bu hikaye yine hep kafamda döndü. Bir gün beraber ortak yapımcısı olduğum şirkette arkadaşlara anlattım. Onlar çok ilgilendiler” diyerek anlattı.

“KALBİMDEN YAZDIM”

“Esas filmin hayata geçme sebebi benim Kıvanç’a anlatmam oldu” diyen Parlak şöyle devam etti:

Kıvanç’a filmi anlattım, hiç beklemediğim bir tepki ile karşılaştım. ‘Senin çok iyi bir baba olacağını düşünüyorum’ dedim. Çok iyi bir oyuncudur. Kıvanç da bana, ‘Ben bu filmi oynayacağım başka hiç kimse olamaz bu filmde’ dedi. Öyle deyince süreç hızlandı ve hayata geçirdik filmi. Ama benim de çok gurur duyduğum bir iş oldu. Oradaki kelimeler içimden gelerek yazdığım şeylerdi, bu da ajitasyon olsun ya da bu da seyirci çeksin diye yazdım bir şey değildi. Hepsini tamamen gerçekten kalbimden yazdım.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir