Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, ekonomideki yeni kararlarla ilgili TRT canlı yayınında açıklamalarda bulunuyor… Bakan Nebati, dövizdeki kur değişimi ve ekonomideki yeni modele ilişkin konuştu. İYİ Parti Ankara Milletvekili ve eski Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz’ın döviz spekülasyonlarına sert sözlerle eleştiren Bakan Nebati, “Piyasaya kesin bir müdahale var diyor. Bunu söylüyorsa kanıtlamalıdır. Herhangi bir müdahale yapılmamıştır. Bu beyefendi hesap verecektir. Bu tür ihanetlere izin vermeyeceğiz.” dedi. ”Sayın Cumhurbaşkanımız dün biliyorsunuz adeta bir manifesto yayınladı. Ve o andan itibaren de Türkiye’de her şey değişti. Aslında bu değişim, bir normalleşme. Son birkaç aydır yaşanan kur ataklarıyla ilgili yaşanan gelişmeler, ve buna ilişkin yapılan yorumlar aslında normal olmayan bir şeyin tartışmasıydı. Şimdi normale döndük. Gerek gerçek kişilerimiz gerek kurumlarımız gerek kamu yönetimi gerek siyasetimiz gerekse de sizler. Her şeyin normal çerçevesi içerisinde devam ettiği bir sürece giriyoruz. Bu Türkiye için çok çok önemli.”
”Aynı zamanda yöneticiler açısından önemli fakat reel sektörün önünü görmeye gayret eden her türlü ekonomik aktivitede bulunan aktörlerin, önünü görebileceği çok önemli bir sürece girmiş olduk.”
”Gelişmiş olan ekonomiler 1990’larda yüzde 65, gelişmekte olan yüzde 35’ti. Daha sonra ise gelişmekte olan ülkelerin dünyadaki ticaretin büyük kısmını almaya başladıkları, bazı ülkelerin öne çıktığını görebiliyoruz. 2007-2008’de bu yüzde 50’lik bir çakışma noktasına geldi. Sonrasında gelişmekte olan ülkelerin dünyadaki ticaretin büyük kısmını ele almaya başladıklarını görebiliyoruz. Bu yüzyıl egemenlerinin tahtlarının sarsıldığı, sarsılmanın bir dönüşüm ortaya koyduğu bir süreç. Bu dönemde birileri güçlü şekilde geliyor. Örneğin Çin, Türkiye.”
”Sıcak paranın ne zaman geleceği belli, ne zaman gideceği belli değil. Giderken ne tür bir tahribat yapacağı belli değil. Türkiye’nin nitelik insan kapasitesine sahip ülkelerden biri olması önemli. Biz orta gelir tuzağından çıkmak istiyoruz.” ”Bu ekonomik model Türkiye’nin şartlarına uygun hale gelirse özgün ve özgür olacak. Bu 20 yılda çok önemli işler becerdik. Küresel ekonomiden aldığımız pay yükseldi. İhracattan aldığımız pay da yükseldi. Tarihinde ilk defa 1,1’e geldi. Son bir yılda aslında bir büyüme yok, sıçrama var. Her alanda bir sıçrama var. Türkiye’nin en önemli özelliklerinden bir tanesi, herhangi bir düşüş yaşandığında çok hızlı bir şekilde toparlanabiliyor.” ”Büyüme ile ilgili yıl sonu tahmininde, hedeflerimizin üstünde çift haneye doğru gidiyoruz. Türkiye’de büyük bir canlanma var. İhracatımız çok kuvvetli. Bütçe açığımız ise yüzde 3,5’in altında.” Bireyler, internet üzerinden gece saatlerinde dövizlerini bozdurmaya çalışıyor. İnternet siteleri çöktü. Neden biliyor musunuz? Gerçeklerin olduğu ana geldik. Tedbirleri de ortaya koyduktan sonra koşmaya başladılar. Merkez Bankasında başkanlık yapmış olan bir kişi ‘Bu bir müdahaledir, alım fırsatıdır. Piyasa Erdoğan’ın bu söylemlerini satın almadı’ diyor. Bu spekülatif değil de nedir? ‘Piyasaya kesin bir müdahale var’ diyor. Bunu söylüyorsa kanıtlamalıdır. Herhangi bir müdahale yapılmamıştır. Bu beyefendi hesap verecektir. Bu tür ihanetlere izin vermeyeceğiz. Türkiye modeli güçlü bir şekilde geliyor. Bu ülkede bölünmüş yollar 6 binden 28 bin km’ye çıkmış. Otoyol uzunluğu iki katına çıkmış. 56 tane havalimanımız var, 4 tane daha geliyor. Türkiye’yi, dünyanın havalimanı merkezi haline getirdik. 2053, 2071 vizyon belgemiz var. Türkiye sağlık alanında dünyanın en güçlü ülkelerinden biri oldu. Bu salgında dünyaya örnek oldu. Modelimizin temeli yüksek büyüme ve düşük cari açık. ”Bir ana muhalefet partisi kendisini iktidarda sanmaya başladı. Her gün ”erken seçim” teranesiyle iş dünyasının önünü kapattı. Seçimin 2023’te olacağını bile bile gitti TÜSİAD’a bir açıklamada bulundu. TÜSİAD sen toplantımdaydın. İyi bir iletişim kurmuştuk ne oldu? Sevgili TÜSİAD sakın muhalefet partisinin gazına gelmeyin. Onlar zannetti ki bu iş böyle bitiyor. 2023’te sizi yarı yolda bırakacak. Söyleyeyim bize tavır takınırsanız bu millet de size tavır takınır. Gelin hep birlikte bu ülkeye hizmet edelim. Siz ne yapıyorsunuz? Biz bir gemideyiz. Siz geminin en üst katında oturuyorsunuz. Döviz kurundaki bir değişimden en fazla etkilenen sizsiniz. Öyle bir bağırıyorsunuz ki en aşağıdaki insan koşa koşa döviz alıyor ve sonra zarar görüyor. Yazık değil mi? En başta sen kaybediyorsun.” ”Döviz fiyatı yükselirken fiyatlamayı bir ötesiyle yaptılar. Şimdi fiyatlar toparlanırken fiyatları çekmeyenlere sesleniyorum. Fırsatçılık yaparsan, bu ülkeyi tehlikeye sokarsan bundan sonra Hazine ve Maliye Bakanlığının nasıl bir bakanlık olduğunu anlarsın.” ”Sosyal medya üzerinden bu tür yalan yanlış propaganda yapanların canına okuyacağız. Diyelim ki döviz hesabınız var, 10 bin dolar. 10 bin dolarınız varsa getir 10 bin dolarını, bugünkü kurdan çevir diyoruz. Bozuyorsunuz dövizinizi, 3 ay sonra ‘Ben dövizimi istiyorum’ derseniz paranızın karşılığını dolar bazında o günkü fiyatlarla. Nemanız 10 bin dolardan fazlaysa güle güle harcayın, biz size yatırdığınız 10 bin doların garantisini veriyoruz. En kötü senaryoda bile bireyler karlı çıkıyor. Gerçek kişilerin tamamı, kısıtlama olmaksızın yararlanabilecek. Dolarizasyonu aldığımız tedbirlerle en düşük seviyeye indireceğiz. Döviz hesabı olma şartı yok. Bir defaya mahsus bir uygulama da yok. 3 ay kaldınız, sonra sisteme bir daha girmek istediniz, girersiniz. Bir kereye mahsus falan değil. Nerden ne uyduracaklarını şaşırdılar.”
”Aynı zamanda yöneticiler açısından önemli fakat reel sektörün önünü görmeye gayret eden her türlü ekonomik aktivitede bulunan aktörlerin, önünü görebileceği çok önemli bir sürece girmiş olduk.”
”Gelişmiş olan ekonomiler 1990’larda yüzde 65, gelişmekte olan yüzde 35’ti. Daha sonra ise gelişmekte olan ülkelerin dünyadaki ticaretin büyük kısmını almaya başladıkları, bazı ülkelerin öne çıktığını görebiliyoruz. 2007-2008’de bu yüzde 50’lik bir çakışma noktasına geldi. Sonrasında gelişmekte olan ülkelerin dünyadaki ticaretin büyük kısmını ele almaya başladıklarını görebiliyoruz. Bu yüzyıl egemenlerinin tahtlarının sarsıldığı, sarsılmanın bir dönüşüm ortaya koyduğu bir süreç. Bu dönemde birileri güçlü şekilde geliyor. Örneğin Çin, Türkiye.”
”Sıcak paranın ne zaman geleceği belli, ne zaman gideceği belli değil. Giderken ne tür bir tahribat yapacağı belli değil. Türkiye’nin nitelik insan kapasitesine sahip ülkelerden biri olması önemli. Biz orta gelir tuzağından çıkmak istiyoruz.” ”Bu ekonomik model Türkiye’nin şartlarına uygun hale gelirse özgün ve özgür olacak. Bu 20 yılda çok önemli işler becerdik. Küresel ekonomiden aldığımız pay yükseldi. İhracattan aldığımız pay da yükseldi. Tarihinde ilk defa 1,1’e geldi. Son bir yılda aslında bir büyüme yok, sıçrama var. Her alanda bir sıçrama var. Türkiye’nin en önemli özelliklerinden bir tanesi, herhangi bir düşüş yaşandığında çok hızlı bir şekilde toparlanabiliyor.” ”Büyüme ile ilgili yıl sonu tahmininde, hedeflerimizin üstünde çift haneye doğru gidiyoruz. Türkiye’de büyük bir canlanma var. İhracatımız çok kuvvetli. Bütçe açığımız ise yüzde 3,5’in altında.” Bireyler, internet üzerinden gece saatlerinde dövizlerini bozdurmaya çalışıyor. İnternet siteleri çöktü. Neden biliyor musunuz? Gerçeklerin olduğu ana geldik. Tedbirleri de ortaya koyduktan sonra koşmaya başladılar. Merkez Bankasında başkanlık yapmış olan bir kişi ‘Bu bir müdahaledir, alım fırsatıdır. Piyasa Erdoğan’ın bu söylemlerini satın almadı’ diyor. Bu spekülatif değil de nedir? ‘Piyasaya kesin bir müdahale var’ diyor. Bunu söylüyorsa kanıtlamalıdır. Herhangi bir müdahale yapılmamıştır. Bu beyefendi hesap verecektir. Bu tür ihanetlere izin vermeyeceğiz. Türkiye modeli güçlü bir şekilde geliyor. Bu ülkede bölünmüş yollar 6 binden 28 bin km’ye çıkmış. Otoyol uzunluğu iki katına çıkmış. 56 tane havalimanımız var, 4 tane daha geliyor. Türkiye’yi, dünyanın havalimanı merkezi haline getirdik. 2053, 2071 vizyon belgemiz var. Türkiye sağlık alanında dünyanın en güçlü ülkelerinden biri oldu. Bu salgında dünyaya örnek oldu. Modelimizin temeli yüksek büyüme ve düşük cari açık. ”Bir ana muhalefet partisi kendisini iktidarda sanmaya başladı. Her gün ”erken seçim” teranesiyle iş dünyasının önünü kapattı. Seçimin 2023’te olacağını bile bile gitti TÜSİAD’a bir açıklamada bulundu. TÜSİAD sen toplantımdaydın. İyi bir iletişim kurmuştuk ne oldu? Sevgili TÜSİAD sakın muhalefet partisinin gazına gelmeyin. Onlar zannetti ki bu iş böyle bitiyor. 2023’te sizi yarı yolda bırakacak. Söyleyeyim bize tavır takınırsanız bu millet de size tavır takınır. Gelin hep birlikte bu ülkeye hizmet edelim. Siz ne yapıyorsunuz? Biz bir gemideyiz. Siz geminin en üst katında oturuyorsunuz. Döviz kurundaki bir değişimden en fazla etkilenen sizsiniz. Öyle bir bağırıyorsunuz ki en aşağıdaki insan koşa koşa döviz alıyor ve sonra zarar görüyor. Yazık değil mi? En başta sen kaybediyorsun.” ”Döviz fiyatı yükselirken fiyatlamayı bir ötesiyle yaptılar. Şimdi fiyatlar toparlanırken fiyatları çekmeyenlere sesleniyorum. Fırsatçılık yaparsan, bu ülkeyi tehlikeye sokarsan bundan sonra Hazine ve Maliye Bakanlığının nasıl bir bakanlık olduğunu anlarsın.” ”Sosyal medya üzerinden bu tür yalan yanlış propaganda yapanların canına okuyacağız. Diyelim ki döviz hesabınız var, 10 bin dolar. 10 bin dolarınız varsa getir 10 bin dolarını, bugünkü kurdan çevir diyoruz. Bozuyorsunuz dövizinizi, 3 ay sonra ‘Ben dövizimi istiyorum’ derseniz paranızın karşılığını dolar bazında o günkü fiyatlarla. Nemanız 10 bin dolardan fazlaysa güle güle harcayın, biz size yatırdığınız 10 bin doların garantisini veriyoruz. En kötü senaryoda bile bireyler karlı çıkıyor. Gerçek kişilerin tamamı, kısıtlama olmaksızın yararlanabilecek. Dolarizasyonu aldığımız tedbirlerle en düşük seviyeye indireceğiz. Döviz hesabı olma şartı yok. Bir defaya mahsus bir uygulama da yok. 3 ay kaldınız, sonra sisteme bir daha girmek istediniz, girersiniz. Bir kereye mahsus falan değil. Nerden ne uyduracaklarını şaşırdılar.”